... yarım sayfa bir kaç satır ve fotoğraf!
hayatlarından, toplumdan, yaşadıkları çevreden dışlanan insanlar var.
yaptıkları ya da yapmadıkları hareketler yüzünden.
sadece kendi gibi olanlarla bir arada yaşayan insanlar.
ailelerini görenler, ailelerini görmeyenler.
doğdukları topraklarda, yaşadıkları ülkede, yaptıkları yüzünden yargılanıp, etiketlenen insanlar.
pencereden bakıldığında sadece gökyüzünün görülebildiği, rutubetli, soğuk, kocaman bir odada, kendi gibi 20 kişiyle yaşayan insanlar.
mutsuz, kabullenmiş, umursamaz insanlar.
belki ben, belki de siz!
bir gün bu insanların karşısına onları etiketlemeden, onların ne yapıp yapmadıkları ile ilgilenmeyen insanlar çıktı.
onları toplumdan dışlayanlara inat, unutulmadıklarını hatırlattılar.
onlara zaman ayırıp, bir şeyler öğretmeye çalıştılar.
ailelerinden başka insanlar görmelerini sağladılar.
siyah beyaz hayatlarına az da olsa renk kattılar.
onlara verilen sıfatın aslında sadece "insan" olduğunu hissettirdiler.
ayrılık vakti geldiğinde, gözler yaşlı, "görüşmek üzere" denildi. fotoğraflar çekildi, kağıtlar verildi. tekrar görüşülemedi ama kalplerde büyük yerler edinildi. fotoğraflar alındı, bir kaç satır ile birlikte onlara yollandı.mutlu olup gülümsedikleri hayal edildi.
sonra bir gün telefon çaldı. sadece fotoğrafla ve bir kaç satırla bir insanın ne kadar mutlu olabileceği öğrenildi.
birisini mutlu edebilmiş olmak, bunu öğrenmek, bilmek, mutlu olmaktan daha da mutlu eden bir şey sanırım. insanları yaptıkları ile değil de insan olmalarıyla değerlendirmek ise en önemlisi.
aleykümselam abdurrahman abi!...
hayatlarından, toplumdan, yaşadıkları çevreden dışlanan insanlar var.
yaptıkları ya da yapmadıkları hareketler yüzünden.
sadece kendi gibi olanlarla bir arada yaşayan insanlar.
ailelerini görenler, ailelerini görmeyenler.
doğdukları topraklarda, yaşadıkları ülkede, yaptıkları yüzünden yargılanıp, etiketlenen insanlar.
pencereden bakıldığında sadece gökyüzünün görülebildiği, rutubetli, soğuk, kocaman bir odada, kendi gibi 20 kişiyle yaşayan insanlar.
mutsuz, kabullenmiş, umursamaz insanlar.
belki ben, belki de siz!
bir gün bu insanların karşısına onları etiketlemeden, onların ne yapıp yapmadıkları ile ilgilenmeyen insanlar çıktı.
onları toplumdan dışlayanlara inat, unutulmadıklarını hatırlattılar.
onlara zaman ayırıp, bir şeyler öğretmeye çalıştılar.
ailelerinden başka insanlar görmelerini sağladılar.
siyah beyaz hayatlarına az da olsa renk kattılar.
onlara verilen sıfatın aslında sadece "insan" olduğunu hissettirdiler.
ayrılık vakti geldiğinde, gözler yaşlı, "görüşmek üzere" denildi. fotoğraflar çekildi, kağıtlar verildi. tekrar görüşülemedi ama kalplerde büyük yerler edinildi. fotoğraflar alındı, bir kaç satır ile birlikte onlara yollandı.mutlu olup gülümsedikleri hayal edildi.
sonra bir gün telefon çaldı. sadece fotoğrafla ve bir kaç satırla bir insanın ne kadar mutlu olabileceği öğrenildi.
birisini mutlu edebilmiş olmak, bunu öğrenmek, bilmek, mutlu olmaktan daha da mutlu eden bir şey sanırım. insanları yaptıkları ile değil de insan olmalarıyla değerlendirmek ise en önemlisi.
aleykümselam abdurrahman abi!...
aradı mı gerçekten???
YanıtlaSiloff ya. urperdim lan.
YanıtlaSil