21 Ocak 2012 Cumartesi

Bir fotograf var. Ben 22 yaşındayım, o 25. Aşığım. Belki o da benim kadar olmasa da birşeyler hissetmiş. Tanıştığımız gün çekilmiş. Yıllardır birbirimizi tanıyor ve seviyor gibi.
Şimdi ben 25, o ise 28. Aynı fotografın cekilebilmesi belki mümkün değil ama hissettiğim hep aynı o ask. O fotografın o anda olumsuzlestirdigi, ondan sonrasının gelmediği ve hiçbir zaman hayatın aynı olmadıgı bir an.
O fotograf hayatın değiştiği an, Askin kesfedildigi an. Bu yüzden iste belki de fotograflar ölümsüz.

14 Ocak 2012 Cumartesi

Canımı sıkan Taksim'in ortasında düşmek değil aslında. Canımı sıkan Taksim'in ortasında yalnız düşmek. İyi misin diye soran yabancılar bile iyi aslında ama iyi misin diyen bi tanıdığın olmaması üzdü belki de beni bilmiyorum. Yoksa düzeyim kalkayım cok da önemli değil. Sadece bu siktiru boktan sehirde yalnız oldugunu, ama evet biliyorum aslında yalnız değilim, bilmek, en azından öyle hissetmek koyuyo insana. Hem de cok. Evet bunları alt tarafı bi düşme yüzünden yazıyorum ama yine de bilmiyorum bu sehir, bu insanlar hep uzaklaştırıyor beni. Sanki başka bi yerde başka bisey olurmuş gibi. Biliyorum olmayacak. Ve biliyorum oralarda kendimi daha da yalni hissedeceğim belki de. Ama su anda hissettigim bu. Ve yapabileceğim başka hiçbir şey yok. Üzgünüm.

Bu Blogda Ara