16 Nisan 2010 Cuma

... kişinin büyüdüğünü anladığı an!

artık sorumluluklardan kaçmamam gerekiyor. en azından şu andakilerden. yapmam gereken bir staj var ve bunun gereği olarak bir büroya girmem gerekiyor. artık daha fazla kaçacak yerim kalmadı. sadece adliye varken, "en azından o var" diye ertelemek zor olmuyordu ama artık o da yok. 

biraz önce bir avukatı aradım, görüşmek için. bana "adliye stajın bitince görüşelim" demişti, ben de aradım. yani birisini arayıp görüşme talep etmek ne kadar zor olabilir, ne kadar insanın canını sıkabilir ki? aslında yine de büyük bi gelişme var. eskisi gibi terler döküp heyecandan ölmedim. ben ki bazı konularda çok daha rahat ve sosyal bir insanım, konu iş bulmak, çalışmak olunca, hep zor geliyor. bundan altı ay önce de zor gelmişti. cv mi bürolara yollarken ağlamıştım. ama artık, en azından bugün, bunu yapmam gerektiğine ve hatta belki de çok da memnun olacağıma karar verdim. çünkü artık bu boşluk, bu saçma sapan hayat canımı sıkmaya ve tahammül sınırlarımı zorlamaya başladı. bir şey yapmadan asalak gibi yaşamak. en azından benim hissettiğim bu. hayat boyu tatil imkansız. hiç bir şey yapmadan oturmak imkansız. öğrenci işlerinde çalışırken bile kendimi daha işe yarar hissediyordum, seviyordum orayı. koşturuyordum. insanlara yardım ediyordum. keza cezaevindeki çalışmalarda da öyle. onun ayrıca psikolojik olarak da bi getirisi vardı. o kötü zamanlarımdan kurtulmamı sağlamıştı. ancak bu geçtiğimiz altı ay sanki bir hiçmiş gibi. adliyeye gidip geldim, kursa devam ettim, arada da cezaevine gittim. bunlar tabi ki önemli şeyler. geleceğimi etkileyebilecek şeyler ama yine de boşmuş gibi geliyor. şimdi belki bi büroda çalışırsam hayatım daha iyi olur. bilmiyorum, göreceğiz. 

hayat zor ama insanoğlu daha da zor olsun diye elinden geleni yapıyor. dikkat çekmek için mi artık, yoksa negatif düşünmenin ve mutsuz olmanın daha kolay olmasından dolayı mı bilmiyorum. ama bildiğim tek şey ve dilediğim tek şey, her şeyin artık yoluna gireceği. 

bu büro ve avukatlık stajı bitince artık istediğim şeye konsantre olabileceğim. en azından öyle bir hevesim var. evet son senemde "neden ben hukuk okudum" diye çok sordum kendime. ama şu anda görüyorum ki, ben zaten o zamanki hayatımdan da, yaşadığım duygusal olaylardan dolayı da, nefret ediyormuşum. nefret belki çok ağır oldu ama en azından daha hafif olarak, büyüyormuşum diyorum. büyümek zor zanaat. yaşama adapte olabilmek, algıları açmak da zor. ama olayın özü de bu zaten, bunu başarabilmek. herhalde :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara