7 Haziran 2010 Pazartesi

... türkiye'de bir şeye gönül vermek!

bu ülkede tanık olduğumuz şeylerden sonra bir şeye gönül vermeye, onun için mücadele etmeye korkuyor insan. aslında tam da tersinin olması gerektiği bir durum. çünkü bu ülke her ne kadar çaba sarfeden, sesini duyurup doğru olanı yapmaya çalışanları susturmayı çok seviyor olsa da, buna ihtiyacı da var. bunun için insanlara ihtiyacımız var. 
kontrolümüzün dışında ve bilmediğimiz çok şeyin olduğu, bilsek bile susturulduğumuz bir ülkede yaşıyoruz. düşüncelerimizi ifade etmek bile suç! bazen sadece düşünmek bile! devlet yazılı olarak herşeyi koruyormuş. kendisi öyle diyor. sözde, yazıda. peki ya uygulamada, gerçek hayatta?
bu ülkede bir insan düşüncelerini ifade ettiği için yargılanıyor, hedef gösteriliyor ve öldürülüyor. onu öldürenler çok büyük bir başarı kazanmışçasına takdir ediliyor ve destekleniyor. ne zaman insan öldürmek suç olmaktan çıktı da takdir edilesi, eli sıkılası bir hareket oldu? ne zaman birlik ve beraberlik, kim olursan ol beraber dostça kardeşçe yaşayalım demek suç oldu? ne zaman onu "susturmak" marifet sayıldı?
aslında uzun zamandır bu böyle. uzun zamandır bu ülkede yaşayan, düşüncelerini ifade eden insanlar "susturuluyor". bu susturucular da "abiler" tarafından destekleniyor. 
böyle bir ülkede yaşadığım için çok üzgünüm. hergün bu ülkeden bu yüzden nefret ediyorum. başka şeylerden dolayı da ediyorum. her geçen gün bu ülkeyi yaşanmaz bir hale getirdiğiniz için sizden de nefret ediyorum. ama türkiye'de bir şeye gönül verip onun için savaşacaksam eğer en azından yalnız olmadığımı biliyorum!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara