1 Mart 2010 Pazartesi

... unutmak diye bir şey yok!

istiklal caddesi'nde hızlı hızlı yürürken onun gibi sırt çantasını iki omzuna asmış, kambur ve aynı zamanda omuzlarını yukarı kaldırarak hızlı hızlı yürüyen birini gördüm. o anda düşünmeye başladım. 4 yıl önce, artık liseden kurtulmuş, kendimizi "büyük" hissederken aslında hala "çocuk" olduğumuz zamanlarda yaşadıklarımıza baktım. o zamanlarda ne kadar saf, ne kadar kırılgan olduğumuzu fark ettim ve acaba şimdi, şu anda sahip olduğumuz deneyimlerle, düşücelerle ve bakış açılarıyla 4 yıl öncesine gidersek herşeyin nasıl olabileceğini sordum kendime. 

her şey daha saf ve narinken daha değerliydi sanırım. yıllar geçip, insanlar birbirlerine bir şekilde zarar verip, hayata bakış açılarını, hissettiklerini, düşüncelerini değiştirdiği anda dönüp o narin zamanlara bakınca, keşke demese bile, acaba dedirtebiliyor. 

her şey daha farklı yaşansaydı, şu anda ne olurdu? bunu merak ediyorum. 

her geçen günün insanı nasıl değiştirdiğini şimdi daha rahat görebiliyorum. insanların nasıl değişime uğradığını yaşananlar karşısında verdikleri tepkilerle ölçebiliyorum. keşke demek istemiyorum, demiyorum da ama merak ediyorum sadece. ben o hataları yapmasaydım, ben öyle hissetmeseydim, şimdi ben "ben" olabilir miydim? daha doğrusu "şimdiki ben" olabilir miydim? 

şu anda yaşadığım her şeyi "gereksiz" görüyorum. yani olmasa da olurmuş gibi ama olmasaydı da şu anda daha farklı olurmuşum gibi. saygı duyduklarım var ama bu gereksiz oldukları gerçeğini yok etmiyor malesef.

kafamdan geçmişin senaryolarını tekrar tekrar yazıyorum ama hiç bir zaman istediğim gibi olmuyor. çünkü istediğim gibi olan aslında yaşandı. daha neden bu kadar uğraşıyorum bilmiyorum. 

insan geçmişe özlem duymamalı ama onu da asla göz ardı etmemeli, unutmamalı. 
unutmak aslında iyi bir şey değil. 
"unutursun" demek de. insan unutmamalı çünkü. hem unutamaz da.
o yüzden dönüp dolaşıp aynı şeyleri kafasında yaşayıp durur.

1 yorum:

  1. unutmak ve alismak insana ozgu en kotu iki sey olabilir biu'm.

    YanıtlaSil

Bu Blogda Ara