13 Ocak 2010 Çarşamba

... neden olduğunu unutuyorum!

Rachel Hansen: Look, I know you think she was the one, but I don't. Now, I think you're just remembering the good stuff. Next time you look back, I, uh, I really think you should look again.

500 days of summer'da tom'un kız kardeşi böyle demişti. tom ise summer ile yaşadığı kötü anları hatırlamak için kendini çok zorladı ve ancak bir iki tane şey bulabildi. sonra yaşadığı bunalıma, aşk acısına devam etti. oysa summer ona hiçbir şey vaadetmemişti.

problem şu ki; biri ilişkinin başında size bir şey vaadetmiyorsa, "ben buyum" diyorsa, biraz tutarlı davranmasını beklersiniz değil mi? her şey çok güzel olacak diye kendinizi kaptırmaz, ondan bir şey beklemezsiniz değil mi? ya da o ilişkiye başlamazsınız değil mi?

summer ve tom'da bu yoktu işte.
summer aşka zaten inanmıyordu.
tom da zaten aşka aşıktı.
sadece aşkın "aşk" olması ve onu tamamlayabilmesi için summer'ı seçmişti. neden? çünkü kafasında yarattığı "the one"ın özelliklerine sahip, karşısına çıkan tek kişi summer'dı.
bu noktada yine rachel sahneye çıkıyordu :

Rachel Hansen: Just because she's likes the same bizzaro crap you do doesn't mean she's your soul mate.

eğer bir insan karşınıza çıkıp size daha önce kimseden görmediğiniz bir sevgiyi, şefkati gösteriyorsa, yani size summer'ın tom'a vaadetmediği şeyi vaadediyorsa, bunun sürekli olmasını istersiniz değil mi?
insanlar demek ki bir şeyi elde edebilmek için başka bi karaktere bürünüp, o şeyi elde ettikten sonra gerçek benliklerine dönebiliyorlarmış. yeni keşfettiğim iyi oldu!
eğer summer tom'a aşık olsaydı, "ben ilişki insanı değilim, aşka inanmam" saçmalıklarını etmeyecek, daha öncekilerinin ona hissediremediği şeyi keşfedip değişecekti. bunu tom için değil kendisi için yapacaktı.

ama nooldu summer gitti başkasında bunu yaptı. kendisi için değişti.

Summer: I woke up one morning and I just knew.
Tom: Knew what?
Summer: What I was never sure of with you.

artık kafam daha karışık.

seven birisinin bu kadar çabuk bambaşka birine dönüşebilmesine anlam veremiyorum. kimseyi değiştirmek istemem. bunun için öyle bir sabra ve enerjiye artık sahip değilim.
sadece insanların oynamasına dayanamıyorum. ilişkiye ya da aşka inanmıyorsan bunlara bulaşmayacaksın da. "seni çok seviyorum ve mutsuz olmanı istemiyorum". öyleyse bulaşma bana! yalan söyleme bana! kalbimi kazanıp, herkesten en değerli yere sahip olup ve bunun için mükemmel bir sevgi gösterip "aslında ben ilişki insanı değilim" diyemezsin!
o zaman ben de döner giderim. kendi kendime severim seni ve giderim. ama giderim!

şimdi hatırlıyorum artık.

ve

Summer: You weren't wrong, Tom. You were just wrong about me.


ah bu arada...
Rachel büyük adamsın!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara